Kaliteye
Dair
“Güçlü olan
zayıf yanını herkesten iyi bilendir.
Daha güçlü
ise zayıf yanına hükmedebilendir."
Çin
atasözü
Önce kalite , hep kalite , her şeyde kalite, amacımız
kalite , herkesin işi kalite ve tabi ki kalitesizlik gibi
sözcüklerle hepimiz sıkça karşılaşırız. Üzerinde çok şeyler söylenip
yazılan ve tüm insanların ihtiyacı olduğu için her zaman hedef haline
getirilmesi gereken kalite konusunda biraz yoğunlaşmaya ne dersiniz?
Tüm insanların ihtiyacı diyorum çünkü, insanoğlu var olduğu günden
bugüne kadar kalite ile kalitesizlik arasında uzun bir yolculuk
yapmış, bundan sonra da bu yolculuğa devam edecektir. Kalite ile
huzuru, barışı, başarıyı ve mükemmelliği yakalayabilmiştir.
Kalite; Yapısal özellikler takımının şartları yerine
getirme derecesidir. Zayıf, iyi ve mükemmel gibi sıfatlarla
kullanılmaktadır.
Müşteri ve tüketiciler için ürün ve hizmetin benzerler
arasında üstün niteliklerinin farkı olarak tanımlanabilir.
Sözlüklerde, bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, mükemmellik ve
üstünlük derecesi olarak geçer.
Halk dilinde üstünlüğü ve iyiliği belirtir.
Kaliteli üretim, kaliteli yönetim, toptan kalite yönetimi
ve kaliteli insan sözcüklerinde kalite istenilen, beğenilen ve
hedeflenendir.
Kalite kavramı bir hayat tarzını göstermektedir. Bu bir
kuruluşun iş hayatı için de böyledir, bir insanın hayatı için de
böyledir. İş hayatında işini düzgün yapmanın adı kaliteli iş
yapmaktır. Kişinin hayatı düzgün yaşamasının anlamı da kaliteli
yaşamaktır. İşi düzgün yapmanın yolu da işin her safhasında
belirlenmiş kalite standartlarına uygun yapılmasından geçer.
Eğitimcilerin, yöneticilerin, kurum ve kuruluşların
çağımızda ki misyonları kaliteyi yakalamak ve kalite yolculuğunda
öncü olabilmektir.
Aşağıdaki satırlarda kalitenin asıl muhatabı olan insan
boyutu ele alınmaya çalışılmıştır.
Her şeyde kalite önemli ancak insanda daha önemlidir.
Çünkü kalite kavramının özünde insan bulunur. Bu insanların hem fert
olarak kaliteli yaşamı hedeflemeleri hem de kaliteli kurumların ve
kaliteli toplumların oluşumunda etkili bir rol almaları demektir.
Şüphesiz kalite yolculuğu bir defa yapılıp biten bir iş değildir, bir
yaşam biçimi ve sürekli bir mükemmellik arayışıdır. Kalite ile iyi bir
gelecek hazırlanabilir. Çünkü bilinmelidir ki geleceğe hazır
olmayanlar gelecekten kaçamayacaklardır. Ülkesel ve evrensel boyutta
dünya gerçeklerini görerek varlığını devam ettirmek ve rekabet
edebilmenin şartı, kaliteden,örnek modeller oluşturabilmekten, üretim
ve hizmet kuruluşlarının tüm fonksiyonlarında gelişmeyi sağlayan
toptan kalite yönetimini başarabilmekten geçmektedir. Başaramayanlar
geri kalmaktan ya da yok olmaktan kurtulamayacaklardır.
En önemli yatırım insana ya da insana yatırım hiçbir
surette ihmal edilemez cümleleri ile konunun ne kadar önemli olduğu
vurgulamaktadır. İnsana yapılan yatırım günümüzde ülkelerin
gelişmişlik seviyelerinin bir göstergesi olarak da kabul edilmekte
olup gelişmenin asıl dinamiğinin temelinde kalite olduğu apaçık
görülmektedir.
Geleceğin şekillenmesi kalite ile orantılı olacaktır. Öncü
olmayan kişi en iyi ihtimalle izleyici olmaya mahkumdur, fazla geciken
için bu ihtimal bile kalmaz. Geçmişi değiştirmeyiz ama geleceği
kazanabilir veya kaybederiz. Öyle ise kalite herkesin işi olmalıdır.
Kalite bir standart değil , bir felsefe olmalıdır. Hiçbir
zaman unutulmaması gereken husus başarıya giden yolun zihinlerdeki
sınırları aşmaktan geçtiğidir. Bir düşünürün “Evrende
geliştirebileceğinizden emin olabileceğiniz tek bir nokta vardır,
kendiniz” sözüne uygun yol almaktır. Kalite yolculuğunun son durağı
yoktur.
Kalite; Bilgidir, sevgidir, öze bağlılıktır, samimiyettir,
ümittir, ahde vefadır, paylaşmaktır, sorumluluktur, yeri geldiğinde
tepkidir, diğergamlıktır ve çok çalışmaktır.
Kalite Allah’a (c.c) olan kulluğun gereğidir. Sadece
maddi olarak değil manevi değerler yönü ile de dikkate alınmalıdır.
Yüce yaradan insanlığa kaliteyi emretmiştir ve insan yaratılışından
bugüne çıktığı yolculukta her zaman kalite kazanmış, kalite ile
başarmıştır. Kalitesizlik ise toplumları idealizmden uzaklaştırmış,
erozyonun, sefaletin, başarısızlığın, geri kalmışlığın, vahşetin,
çöküntünün ve kaosun sebebi olmuştur. Her fert ve yönetim kalite
ihtilalini yapabilmeli, insanlık değerleri adına kalite savaşını
kazanmalıdır. Tarih boyu milletlerin başarılarında kalite esas
belirleyici unsur olmuştur ve bütün silahları yenmiştir. Malazgirt’te,
İstanbul’un fethinde, Çanakkale’de ve İzmir’ de tecelli eden ruh
zaferi kaçınılmaz yapmıştır.
İnsanlık tarihi kaliteyi kaybeden güçlü yönetimlerin,
büyük imparatorlukların yıkılışlarına ve acı sonlarına şahit değil mi?
Dünyada yaşanan terör, cinayet, saldırı ve zulümler kalite savaşında
kaybedildiğinin bir göstergesi değil mi? Bir tarafta küresel
kapitalistler diğer tarafta onlar için üreten, onlara pazar olanlar,
sömürülenler ve öldürülenler niye vardır? Neden dünyaya efendiler ve
köleler anlayışı hakim kılınmak isteniyor. İnsanlığın içine
sürüklendiği vahşi girdaptan kurtulabilmesinin sihiri kalitedir,
yaradana kul olmayı başarabilmektir.
Genel bir girişten sonra; Bugün ülkemizde yeni çağ
anlayışının hayata geçirilebilmesi için milli, bölgesel ve küresel
sacayakları üzerinde yükselen gelişmiş bir sorumluluk ahlakının
varlığına duyulan ihtiyaç kendini şiddetle hissettirmektedir. Dünya
dünkü dünya değildir. Baş döndürücü gelişme ve değişmeler, acımasız
bir rekabet ve tahakküm etkinliğini gittikçe artırmakta bu da belli
standartları yakalayamayan ülkelerin güç rüzgarları karşısında ayakta
kalmayı başarabilmelerini kaçınılmaz hale getirmektedir.
Ülkemizde yaşanan çeşitli sorunların temel dinamiklerinden
birisi belki de en önemlisi kalitesizliktir. Türk Milleti’nin dünya
milletler ailesi içerisinde hakettiği yerde olabilmesinin şartı;
Milli ve manevi değerlerle mücehhez, bilişim çağının gereklerini
yerine getirebilen aktif, profesyonel ve gelecek ile ilgili öngörüler
ortaya koyarak planlayabilen kaliteli insanlara olan ihtiyaçtır.
Vahşi küresel emperyalizme ve hegemon güçlere karşı Büyük
Türk Milleti tarihi misyonu ile dün başardığını yine
başarabilecektir. Bu amaçla yukarıda belirtilmeye çalışılan kalite ile
ilgili hususlar hayati öneme haizdir. “Kabul etmediğiniz sürece
yenilmezsiniz, bu yüzden kabul etmeyiniz” sözü çıkış noktası
olmalıdır. Dünyada olup biteni milletimiz ve tüm insanlık açısından
iyi gören gözler ve son hücresine kadar mücadele edecek beyinlerle her
türlü zorluğun üstesinden gelinecektir.
İdealizm kalite ile mümkündür ya da kaliteli insan
idealistir.Şartlara göre hazırlıklı olmak, konjonktürden
etkilenmemek, sorumluluğu unutmadan gereklerini yerine getirmek,
paylaşılmamak için paylaşmayı başarmak, safları sıklaştırmak, birlik
ve beraberlikten taviz vermemek kazanmayı sağlayacaktır. “Küçük olsun
benim olsun” mantığı kaybetmeye mahkumdur. İstiklali kurtarmak için
istikbale talip olanların idealizmi göz ardı etmek ya da ondan taviz
vermek gibi bir hakları yoktur.
Arzulanan kalite ile zor yenilir, konjonktüre bağlı
kısıtlama ya da duraklamaların önüne geçilir .Bugün yaşanan süreci
kalitenin testi anlamında değerlendirmek yanlış olmazsa gerek.
Tecrübeler bazen acı da olsa gereklidir. Hani bir söz vardır “ Dost
dediğin zor günde belli olur” diye .Zor zamanlar kaliteli insanlardan
hiçbir parça koparamaz.
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözü konumuzu ne
güzel tarif ediyor.
Başarmak mı istiyorsunuz anahtarınız kalite olsun.
Ali EROĞLU
Türk Veteriner Hekimliği Dergisi, 2004-(1-2)